Orion nebulası

Negatif olguların pozitif sanılarak bastırılması

Gerçeklerden kaçmak …

Negatif olguların pozitif sanılarak bastırılması konusunda belki de en büyük ironi ruhsal öğreti platformlarında rastlanıyor.

Bu olgular öyle enteresan bir şekilde kendi orijinalliğini örtmekte ki çoğu zaman bir şakra devinim planında negatif/ters devinimli bir enerji devinimini insanlar pozitif bir olgu sanabiliyor. O olgunun enerjisinide alıyor ve hatta enerji hissediyor…

Biz bu olguları ne kadar çok tanıyabilir ve tanımyalabilirsek akabinde edineceğimiz bilgi ve farkındalıkla etkisinden de o derece kurtulabiliriz.

Orion, etkisi altında kalan bilinç varlıklarının bunu hissetmesini engellemek için ego potansiyeli kullandığı akıl mekanizması üzerinden insana türlü türlü oyunlar oynar. Orion, insanı en çok benimsediği kendi aklı üzerinden etkiler.

Varlığın, Dünya ortamında benlik gütmesi, enaniyete kapılması, kin, kıskançlık, kibir olgusunu yoğunca yaşaması, duygusal zaafları, sıklıkla yaşadığı bunalım halleri, stres ve depresyon halleri. psikolojik veya fiziksel şiddet ve bunu normalleştirip benimsemesi, baskılama, makam veya mevki üzerinden karşısındaki insanın en az kendisi kadar yaşam hakkı olduğu üzerine dahi ezici güç oluşturma, ötekileştirme, baskı içinde tutup korkutma gibi olguların temelinde karşısındaki insanı kendine muhtaç ve köle kılması çıkar.

Bunların ötesinde insanları, hayvanları öldüren, şiddete maruz bırakan, köleleştirirken her türlü eziyeti eden, seksüel sapkınlıklarına, şehvetlerine ortak edenler… Bir takım ‘üstün yetenek‘ adı altında büyü – nazar ve falcılıkla uğraşan ve bunlara meyil edip yaptıran…

Diğer insanların yaşam özgürlüğüne saygı duymaksızın gösterilen her türlü negatif davranış, düşünce ve duygulardan oluşan olgular Negatif olguların pozitif sanılarak bastırılmasına bir örnektir.

Ego

EGO daima bu olgularla açtır.

Daima bu olguları yaşamak için dur durak bilmeden, yılmadan çetin bir hayat mücadelesi verir. Beslenmek için kendini kamufle eder ve savaşır. Her an herkesle ve her şeyle savaşır. Beslendiği müddetçe savunma mekanizmasını daima kendi gururu uğruna çalıştırır, güçlendirir.

Yaşantı kolik, tahtel şuur boyutu (sanrısal) algıları ile astral yaşantı yanılgısından doğan otomasyon, dürtüsel, robota bağlanmış farkındalıksız olgular

İnsanoğlu, kullandığı beyin aygıtı ile illüzyon ve hakikati ne kadar ayırt edebiliyor?

Yanılsamalar okyanusu olan düşünce boyutlarında o olguların hangisi özseldir?

Özel olarak sandıklarımız gerçekten özsel olgu mudur?

Yoksa dünyada oluşturulan kişilik olgularının bir ürünü mü?

  • Tutkusal düzeyde yaşantılara maruz kalıp bu yaşantılara anlam katma çabası,
  • Astral olduğunu düşündüğü ancak beynin tahtel şuur boyutundan veya spatyom olguları ile karışan tamamen illüzyon boyutuna ait olgular
  • Suptil form ile seyyal forma ait olguların arasındaki farklılıklardan doğan yanılgılar
  • Gelen her düşünceyi özden aldığını iddia edebilen kanallar, mesajcılar, vizyonerler… 

Sırf enerji var diye her olgu özsel sanılıyor.

Halbuki enerjisi olmayan hiçbir şey yoktur ki!

Dünyasal bir bilgi de enerji taşır. Beşeri aklın dinamosu enerjidir. Dünyasal yaşamımızı sürdürebilmemiz için enerji yapay veya özsel olsun her ikisine ihtiyaç vardır. Biri kundakini-doğal enerjidir biri de evrensel enerji tepe çakrasından çekilir. Bu enerji fizik bedenin seyyal formunda ve enerjetik formunda auralar oluşturuyor.

Çeşitliliğinin gittikçe arttığı, ruhsal öğretilerin içinde kimi mutasyonlu ve kimi dejenere edilmiş bilgilerle karşılaşmak da mümkündür.

Arayış içinde olan kişi doğru yolu nasıl bulacağı kaygısını bile taşıyabilir.

Hakikat bilgisine erişebilmek belki hiç kolay değildir. Gönlüne ses verebilen, öz biliş ile bilecek ve hakikati yaşayan olacaktır. Ayırt etme gücü de kendi inisiyatifi ile kullanılabilir olacaktır.

Orion teknolojisi ve düşünce şakrası – Çakhur sadisna

Orion Güç topluluğu biyokompütürlerde (maddesel beyninde) devinen tüm bilgi ve enerjiyi okuyabilecek bir ateş karakterli teknolojiye sahiptir.

Beyinlere impulslama yaparak kuant altı partikül olan por yağdırabilir, bu porları dna’lara ekerek bilinçleri istediği gibi kullanabilir, yön verebilir, etkisi altına alıp istediği doğrultuda duygulanma, düşünme sağlayabilir.

Öncelikle bu imkanların kuant altı partikül olan porlardaki ‘Alfa’ yani ‘Hareketli Işıki Aktif’ karakterli güç üzerinde Orion’un hâkimiyet tesis edilebildiğini vurgulamak gerekir. (DNA’ nın alfa , beta ve omega olarak 3 farklı karakterde açılımları vardır) 

Çoğu zaman gündelik yaşamımızda normalleştirilen pek çok olgu negatif olguların pozitif sanılarak bastırılması ve sevgi pıtırcığı canların yaşadığı olguları maskelemesi kendilerine de en büyük zararları olabilmektedir.

Bilgi, burada bize ancak yol gösterici olabilir. Çünkü bilgilenen bilinç artık kendi özü tarafından o bilginin deneyim sınavlarını vermeye geçmiştir.

Lusiferin ilk isyanı ve negatif olguların çıkışı – 2

Lusiferin ilk isyanı ve negatif olguların çıkışı

Lusiferin ilk isyanı ve negatif olguların çıkışı hakkında öncelikle Atlantia dönemi ders serisinde yer alan dersi okumanızı öneririm Lüsifer ve ekibi hakkında bilgiler için tıklayınız.

Atlantia Döneminde Orion namı diğer Lusifer, ekibi ile yeryüzü ortamına gelip görev icra ederken İlahi Hiyerarşinin makbul bulmadığı yasaları ihlal eden birtakım negatif olgular yaşar. Lusifer ve ekibi 21 Makro benlik bilinçten oluşmaktadır. Sirius VEGA ‘dan direk Dünya’ya transforme edilmiştir.

Orion, Atlantia dönemın günümüze kadar aşıladığı genleri üzerinden Dünya’da negatif evrim, negatif deneyimin başlamasına sebebiyet vermişlerdir.

İlk isyan

Lusiferin Galaktik konfederasyon başkanlığına karşı gelmesi ile başlayan bir süreç 3×26 bin yıl öncesine dayanır.

Rabsal bilgilerde ’Ben senin sadık kullarını azdıracağım, azdır azdırabildiğini azdırdığın benden değildir ‘ ifadesi ile 78 bin yıllık bir süre tayin edilir ve buna kıyamet denir.

Atlantia dönemimde ilk düşüş, ilk isyan, ilk kibir olgusunun ortaya çıkışı negatif evrimin dünya tarihindeki başlangıcıdır.

Lusifer, kendi ve 20 görevli bilinç ile birlikte dünya’ya görev icra etmek üzere Andromeda Galaksisinden transfer edilmiştir. Ekibiyle birlikte ayrıca 11 Uzman ekip de transfer edilmiştir. Sirius adına 12 teknolojik uzman grup Dünyada evrimsel tıkanıklığa yol açan nedenlerin ortadan kaldırılması için görevlendirilmiştir. Ancak o dönemde sapmaya uğrayan sadece Lusifer ve ekibidir. Diğer ekipler görevsel etkinliklerini sürdürmüştür.

Uzman bilinçler, Humanoid olarak bilinen evrim prototipini değişim ve dönüşüme uğratarak Humanoyya aşamasına getirip pozitif evrimin sürdürülmesini mümkün kılan bir takım tadilat ve işlemlerden geçirmesi gerekecektir.

Ancak bunlar daima göklerden gelen yüksek talimatlar sonucu yapılmakta, gelen talimatlara göre hareket edilmekte iken Lusifer yaptığı tüm değişiimve dönüşümün ihtişamı üzerinde kendi hakkı olduğunu iddia ederek ‘KİBİR ‘ olgusunu yaşamıştır.

Özellikle dişil prototipin ortaya çıkışı da tam da bu zamanda, Atlantia dönemindeki Humanoid- Humanoyya değişim dönüşüm aşamasındadır.

Humanoyya, humanoidal yapıdan sonra ‘Makro farkındalık gücüne sahip’ bir evrim prototipidir.

Humanoid, Beşerdir.

Humanoyya, insandır.

O dönem Galaktik konfederasyon tarafından görevlendirilip gönderilen tüm ekipler başarılı bir sonuca vardı. Makro gücü kullanabilen farkındalığa sahip evrim prototipleri ortaya çıkarıldı. Humanoidin DNA sarmalları 2 den 12 ye çıkarıldı. Duru Görü – Duru İşiti – Telekinasyon – Telepati gibi özsel hasletler ortaya çıkarıldı ve aslında bir makro benlik bilincinde olarak dünya’da yaşam sürdürülmeye başlandı.

Orion fetih projesi – Ders 3

Orion fetih projesi, ilk isyanla birlikte ortaya çıkan kibir olgusunun temeli ile tüm Dünya’yı fethetme arzusunu taşır.

Lusifer ve ekibinin Teknolojik Üsler Birlik Komiteliğinin (Galaktif konfederasyon) talimatları dışında hareket etmesi ile başkalaşıma uğrayan evrimsel sürecin akabinde samanyolu galaksisi iç uzayında Lusifer ve ekibine bir Nebula tanzim edilir.

Orion Nebulası, galaksi uzayımızda Sirius güçlerince tecrit altında tutulmaktadır. Karantina altında olması nedeni ile Orion güçlerinin dünya üzerindeki her hareketi izlenmektedir.

78 bin yıl önce

Sirius-Orion arasında yapılan anlaşmayla yeni bir evrimsel süreç başlamıştır.

Dünya ortamındaki evrimsel bilinçler tarafından kibir, benlik, enaniyet gibi olgular baş gösterir. Bunun üzerine sirius ile bir ittifak sağlanır ki bu dünyanın ana kaderi programının alterntif programının buutlarını açmıştır.

Pozitif uzaylılar ile Negatif uzaylılar veya bir diğer ifade ile bilinen BİR’in oğulları ile Belialoğulları arasındadır bu ittifak.  Bir diğer ifade ile Galaktik Federasyon ile Reptil ırk / Orion negatif güçler ile…

Her iki kutbu, her iki gücü dengeleyecek ilahi yasaların artık varlık bulduğu bir sürece de girilmiştir.

  • Atlanta Pozitif Güç Negatif Güç Denge Yasası’
  • Atlanta çift kutbiyet yasası
  • Özgür irade yasası
  • Karşıtlık yasası
  • Karışıklık yasası
  • Deneyim Yasası
  • Görev yasası
  • Evrim yasası gibi…

Hepsi bir arada ve hepsi üzerimizde her varlık için geçerli bir işleyişle sürdürülebilir olmuştur.

İttifakının imzasının atıldığı ve 21 Aralık 2012 itibariyle de artık bu tarihin hitamına gelindiği bu çok özel dönem olan ‘Beta Nova Dünya dönemi içindeyiz. Bu dönem yeni dünyanın ilk temelinin atıldığı zaman enerjisini kapsar.

Yeryüzü ortamında ilk menfi olgunun yaşanmasıyla ilahi hiyerarşiye karşı ilk isyanın ortaya çıktığı, kibir denilen olgunun ilk defa deneyime sokulduğu Atlantia döneminden bu yana Kur’an-ı Kerim’de bahsi geçen Şeytan, Allah’ın sadık kullarını azdırmaya ant içmiştir.

Kıyamet

Kendisine Galaktik Konfederasyon Başkanlığınca bir süre tayin edilir ve daha sonraları tayin edilen bu sürece insanların algı düzeylerine uygun olarak bu sürecin sonuna ‘kıyamet’ denir.

Tayin edilen bu süreç, 3×26 000 yıllık Ara Hasatlar bütünselliğidir. Hitamı ise Ana Hasat olarak bilinen geçiş evresidir. 2000-2012 yılları arasına tekabül eder.

78 bin yıldır Lusifer(Orion), insanlık üzerine karabasan misali çökmüştür. Orion fetih projesi  için Orion Fetih Örgütünü kurarak ekibi ile Galaktik Konfederasyon tarafından kendisine tayin edilen Kıyam-et sürecinin kendi istediği doğrultuda neticelenmesi için şeytanlığını, Sirius Görev/icraat üniteleri üzerinde kullanmaya çalışmakta ve fethetmek için üstün çabalar sarf etmektedir.

Ve bu görevliler dünyanın illüzyonik sarhoşluğunda dualitik prensiplere dayalı bir yaşam içinde ayırt etme gücünü geliştirmek ve arttırmak durumundadır. Akıl mekanizmasından sıyrılıp kendi bilinç ufuklarına dalmalıdırlar.

Dünya’daki çeşitlilik hatta kargaşa ve kaos içinde bile Hakikat ayan beyan ortadadır ancak Varlık, bu karmaşa ve kargaşayla özdeşleşmişse Hakikat ona örtülü gelir. Yol daha da çetrefilleşir.

Bilinç, İllüzyonun en yoğun yaşandığı Çekirdek Dünya tarlasına kendini ekerek burada ki kapalılığına rağmen tarlaya ektiği tohumdaki ‘sonsuzluk kodları’nı açarak sonsuzluğun bilgisine ve enerjisine erişebilir. Hem de dışarıdaki her türlü kaos ve kargaşaya rağmen.

Orion nebulasındaki 5 negatif karakter, negatif güçler ve Dünyaya etkisi

Orion Nebulası Sayısı 70 milyarın üstünde çürük olma frekansındaki bilinçlerden oluşmaktadır.

Bu bilinçler Dünya’da görev amaçlı bulunup belirli orandaki negatif olgulara meyil ederek şeytanlaşan bilinçlerdir. Dünya ortamındaki deneyimleri üzerine bağlı %85 negatif yoğunluk ile artık Orion nebulasının bir plan varlığı haline gelir. Beden terki sonrasında da Orion nebulasına çekilmesidir.

Bu bilinçler, geçmiş uzay/zaman dilimlerinde Sirius adına dünya’ya transfer edilip ve Dünya’da görev icra etmek üzere devreye sokulmuş özel görevlilerdir.

Bilinç, ister Pozitif olsun ister Negatif olsun ilk etapta bir Beşer gibi doğar. Beşere ait tüm vasıflarla dünya’ya adapte olacak olguları alt şakraları vasıtasıyla yaşar ve bu beşeri olgular genelde zararsızdır. Dünyadaki adaptasyon döneminden sonra görev icraat denge rayına girecek ve akabinde görevsel ve evrimsel kod açılımları ile zamanlama faktörüne dayalı olarak açılacaktır.  

Pozitif uzaylıların Samanyolu Galaksisi içindeki üslenmeleri Sirius takımyıldızındadır. Bu yıldız, Andromeda Galaksisinin de bir üssüdür.  Samanyolu galaksisinde Andromedan enerjinin transforme edilmiş enerjisel halidir. Her iki üslenme üzerinden akan enerjiler, içinde bulunduğumuz boyutun çift kutbiyete açık olması nedeniyle varlıklara etki edebilmektedir.

Negatif Güç Toplulukları Bilinçsel ve Cevher Bazında 5 Dejeneraktif karakterdedir: Orenta Penta – Zenta – Naketa – Amenta’dır. 

Orion nebulasındaki 5 negatif karakter

1 – Orenta karakteri – Orion Grubu

Orenta, Kin-Kibir- Köleleştirici olguları ifade eder, Orenta karakterinin imame çürük bilinci Lüsiferdir. Lüsifer Orion 21’leri olarak bilinen yönetimindeki diğer 20 üyesini diğer 4 karakter üzerinde yetkili ve imame kılmıştır.

Orion Nebulasında 28975 gezegen ve 11745 uydu Orenta karakterindedir.

Lusiferin başkanlığını sürdürdüğü tüm nebulaktif yaşam boyutu ORENTA karakterindedir. Orenta karakteri diğer negatif olguların başıdır. Tüm diğer Şeytani grupları kendi varlığına bağlamaktadır. Nebuladaki diğer gezegen ve uydular da enerjilerini Orenta karakterli imame gezegen ve uydulardan alırlar.

Orenta karakterindeki dejenere bilinçler, kendi nebulaktif yaşamlarını sürdürürken yaşadıkları ‘Kibir Olgusunun’ Süper Şeytanlık Seviyeleri artık birbirlerini dahi düşürecek noktaya gelmektedir ki Orion yönetim planının bu birimleri tedavi amacıyla dünya’ya gönderdiklerinden de bahsedilebilmektedir.

2 – Pentarion grubu

Samanyolu Galaksisinde 2865 Gezegen ve 485 Uydudan oluşuyor.

Fal – Nazar- Büyü gibi Negatif eğilimli varlıklar üzerinden kendi bilgi ve enerjisini yayımlamaktadır.

3 – Nakarion grubu

Samanyolu Galaksisinde 2978 Gezegen ve 787 Uyduya sahiptir.

Barbarlaştırıcı, Şiddet, Eziyet Etme, Zor Kullanma, Savaşma, İşkence Etme Arzusu, Saldırma Arzusu, Hayvanları, Bitkileri, İnsanları Rahatlıkla Öldürebilme gibi olgular başta gelmektedir.

4 -Amerion grubu

Samanyolı Galaksisinde 3085 Gezegen ve 1377 Uydusu bulunuyor.  Her türlü Seksüel Sapkınlık ve Şehveti içerir.

5 – Zentarion grubu

Samanyolu Galaksisinde 2745 Gezegen ve 722 Uydudan oluşuyor.

Bunalım olma frekansındaki tüm Negatif olguları kapsar. Bunalan, Strese Giren, Buhran Halleri Depresyon hep bu karakterden gelir. Bir de bunaldıkça etrafına bunalım enerjisini yayımlayarak bunalttırıcı bir özelliği bulunuyor.

Orion ana gemi ve diskleri

Tüm dejenere gruplara ait negatif olguların yeryüzü ortamında yaşanmasını desteklemek için Orion, kendi ana gemi ve disklerini de devreye sokmuştur.

Disk ve gemilerden por yağmurlama sistemi ile manyetik alanları abluka altına alıp bilinçleri etkisi altında tutabilmektedir. Hangi karakterde ise o karaktere uygun ‘dejenere manyetik alanların daha negatif olarak güçlendirilmesini sağlamaktadır.

Dünyanın katmanlarında teşkilatlandırılan teknolojik üsleri bulunmaktadır. Nasıl ki Sirius adına devreye sokulan dünya’nın iç yaşam boşlukları ve denizaltı iç yaşam boşluklarında teknolojik üslenmeler varsa aynı şekilde kutupsal karşıt oluşturmak üzere yine negatif üslenmeler denizaltı ve yeraltı alanlarında da bulunmaktadır.

Örneğin, Agarta‘ya (Agartha) karşılık olarak Şambala ‘dan bahsedebiliriz. Şambala, Nakkar frekanslı bir manyetik alanı yer altında yaymak üzere devrededir.

Sirius adına manyetik alanlar güçlendirilmek istense de karşıt güç yoğunlukları için de aynı etkinin sağlandığını söyleyebiliriz.

Lüsifer, Dünya üzerinde manyetik alanları dejenere ederek dünyanın tamamını kendi karakterine dönüştürmek istemektedir.

Reptil beyin kompleksi – 5

Reptil beyin kompleksi (R-Kompleks, Sürüngen beyin)

Reptil Beyin kompleksi, beynimizdeki üç alandan biridir. Bu bölüm sürüngen beyin olarak da bilinmektedir. Bu bölüm, yaşanan bir takım olgularla aktive olmakta ve sürüngen ırkın istilasını dahi mümkün kılmaktadır.

Peki bu kompleks yapıyı tanımadan kendimizi neye dayalı olarak ölçebileceğiz? Evet, pek çoğumuzun Dünya’da yapması gereken bir takım görevleri var hatta bu görevlerden önce Deneyimler yaşamakta ki o deneyimlerden kendine görevler çıkarabilmektedir.

Reptil beyin kompleksi hakkında detaylı bilgilere internet üzerinden erişebilirsiniz. Konu hakkında geçmişte Beyin yıkama örneklerinden birine Hitler döneminde uygulanan kitlevi manipülasyonun beynin R-Kompleks bölümü üzerinden yürütüldüğü örnek verilebilir.

Reptil beyin kompleksi

Reptil beyin kompleksi

R-kompleks insan beyninde nasıl aktif olabiliyor? Bu süreci aşama aşama bir dizi dersler halinde anlatmaya çalışacağız.  Öncelikle Dünya deneyim ortamında kullandığımız kişilikler hakkında ve bu kişiliklerin kendi içinde hangi amaca ve hizmete eden başka kişilikleri de içerdiğine değineceğiz. İnsan kişiliği oluşturma teknolojisi derslerini okumanızı da önerilir.

Beşeri Kişilik 

Bilincin geçmiş uzay/zaman dönemlerinde canlandırdığı kişiliklerle çıkarması gerekli olan roller vardır. Elbette bu yaşam enkarnasyonunda da bu rolleri canlandırmaktadır.

Bilinç, geçmiş dönemlerde deneyim, evrim ve görev programlarını açmak için kişilik kullanır. Kişiliğin karakteristik özellikleri, kendi özünün seçtiği bir mekanizma olarak da tanımlanabilir.

Bilinç, gelip gittiği bu gezegende deneyimlerini yaşarken Öz-ce (evrensel kıstaslarda) makbul olmayan algı, olgu ve davranış motivasyonlarını da açığa çıkarmış olabilmektedir. Bu makbul olmayan olgular, İlahi Hiyerarşinin pozitif evrime ters düşen taraflarıdır.

Makbul olmayan bu olgular daima Evrensel kıstaslar baz alınarak değerlendirilmelidir. Bilinç,İnsan-ı kamil olma yolculuğuna giren bir seyir içindeyse daima üst kıstaslı titreşimlerle muhatap olacaktır. Yaşadığı realitik olgular kendisini aşıcı, karmik yaşam döngülerinden sıçratıcı olacaktır.

Evrensellik ilkelerden uzak olan bu kişilik olguları, kamil insan olguları kıstaslarına getirilmelidir.

Elbette özgür irade yasası kullanım keyfiyetiyle açılan deneyimsel programlar bilincin kendi seçimleridir. Ancak bu durum daima karma oluşturur.  Bu karmik ve çıkıntılı haller içindeyken de kişilik değişir ve enkarnasyonları boyunca olguların hakkını vermek, kısır döngülerden çıkmak üzere bir yol kat eder.

Reptil Beyin ve Korsan Kişilik ile Barisfer bağlantısı – Ders 6

Reptil Beyin ve Korsan Kişilik olguları partiküler yoğunluğa sahiptir. Bu partiküller Samanyolu galaksisi uzayında başıboş ya da havada asılı bir halde durmazlar. Bu olgular karantina altında tutulmaktadır.  İlahi hiyerarşinin teknolojisi bunu mümkün kılmaktadır. Bu olguların titreşimsel hallerine ‘Farkındalık düzeyleri’ de diyebiliriz.

Korsan Kişilik

Makbul olmayan çıkıntılı hal yaşatan bir kişilik var ki o da tasavvufta Esfeli safilun olarak bilinen ‘Korsan kişilik‘ tir. Aslında bu kişiliği herkes çok iyi bilir sadece tanımlar ve kavramlar farklı kullanılabiliyor. Axoy RA Bilgelik Öğretisi terminolojik yapısına uygun olarak bu kişilikleri kademeli olarak tanımlamaktayız. (Yersel, Göksel, Korsan , Karşıt kişilik gibi … )

Korsan Kişilik

Alfa karakterli olguların düşük farkındalık düzeyleridir. Korsan kişiliğe ait olgular, düşünsel – duygusal – duyumsal ve zevkseldir.

Korsan kişiliklere ait farkındalık düzeyleri binlerce yıldır kullandığımız ara hasat kişilikleri üzerinden oluşturuldu ve dünya’nın barisfer katmanında bloke edildi. Bizler, öfke duyduğumuz esnada aslında o barisferdeki ‘düşük farkındalıklı’ olgu varlığımız tarafından davet edilip çekilmiştir ve üzerimizde devinmektedir.

Korsan kişilik istenmeyen düşük farkındalıklı cevheri otomasyona dayalı olguların bütünselliğidir. Ve işte Orion tam da bu olgular üzerinden varlığımıza ulaşabilmektedir. Yaşadığımız Alfa olgular korsan kişilikçe ortaya çıkarsa Orion’un dikkatini çeker.

Korsan kişilik hemen bertaraf edilmez ve orada varlığımız üzerinde devinmesine devam ederse bu yoğunluk artar. İstenmeyen bir şey var ki o da korsan yoğunluğun %51 e varmasıyla artık Orion’un devreye girmesidir.

%51 Korsan Kişilik yoğunlaşması Orion’un Karşıt Kişiliği devreye sokmasına ve ilişmesine sebebiyet verir.

Korsan kişilik ve Barisfer katmanı bağlantısı 

Korsan Kişilik olguları ara ara bedenlerin etrafına çekilir ve bedende varlık kazanarak yoğunlaşır. Bu olgular, geçmiş enkarnelerden gelen kayıtlardır. Samanyolu galaksisi uzayında hatta gezegenimizin çekirdek katmanı olan Barisfer’de fiziksel bir yer edinmiştir. Hatta bu olgular aslında enerji ve bilgi yüklü parçacıklardır.

Geçmişin o negatif ya da düşük titreşimli olgularındaki enerji ve bilgisini taşırlar. Egosal tutumlarla davet edilmeyi beklerler. İlginç değil mi?

Öyle bir hal yaşanıyor ki benliğimizin kontrolden çıktığı bir an bu olgular auramıza yapışır ve bu olgular yaşanmadan hemen önce kızmamamız gereken yerde kızdığımızda davet edilirler. Öfkelenmememiz gereken yerde öfke enerjisi ile davet edilir ve auramıza jet hızıyla çekilirler.

Her an Bilinçlerin yaşadığı olgular aslında şakra sistemlerinden yayılan enerji ile mümkün yaşanabilir.

Alt şakralar düşük titreşimli olguları yani Dünyasal ve dünyevi hayata dair olguların yaşanmasını mümkün kılarken ‘Şakra enerjisi düşük titreşimli devindiğinde beyin kodlarında da o olguları harekete geçirir.

Barisfer

Hangi olgular tetikleniyorsa ki bu olgular mutasyonlu ise beyin üzerinden DNA kayıtları hücresel bazda enerjiyi tüm vücuda ve auraya dağıtır. Bu esnada korsan kişilik olguları barisfer katmanından çekilmeye başlar.

Bilinç, ısrarla makbul olmayan olgu bütünselliklerini yaşamaya geçtiğinde  Barisferda karantina altındaki farkındalık düzeyleri/ karmik olgularının karantina buutları delinir. Karmik yaşam olguları bilincin ışıki/seyyal formuna yapışır.  Böylece Esfeli safilun kişilik bir diğer ifade ile korsan kişilik olguları insan bedeni üzerinde kendini ifade etmeye başlar.

Gezegenimiz ve hatta Galaksimiz uzayında devinen bilinçler çift kutbiyete tabidir. Bir taraftan özgürce seçimler yapar bir taraftan çift kutbiyete bağlı olarak da bu seçimlerinden nasiplenir. Adımını attığından yana da kendine payeler biçer. Her şey zıddı ile kaim iken bizlerin görev ve deneyimsel olguları da bu olgu dahilindedir.

İnsan, kendi seçimlerini yapar ve seçimleri doğrultusunda kendi realitik yaşamına yön verir. Vizyon benliğinden uyanış kriterlerini gittikçe yükseltme gayretindedir.

Benliğimiz, kişiliğimiz, seçimlerimiz, olgularımız ve bu nesnel olan yaşamlarımız daima çift kutbiyete dayalı olguları var eder ve var ettikçe kendi kendimize yücelmek üzerine kendimizi daima yeniden programlarız.

Samanyolu’nda Bilinç gibi Cevherin de karakter değişimi söz konusudur. Cevherden kast edilen; tüm bu mevcudatı oluşturan partiküllerdir (Kuant, atom, atomaltı gibi…). Yaşadığımız olguları iki kutuplu olarak biliyorsak cevheri de iki farklı kutup altında tanımlayabiliriz. Hatta bilinç karakterlerini de.

 

Bilinç, dünya ortamına bir beşer gibi doğuyor, yersel olgular yaşıyor ama gün geliyor ki artık bir Görevli Gibi Davranması, bir Görevli Gibi Yaşaması Gerekirken Rehavete Kaplıyor ki bir türlü içinden çıkamıyor. Bazen görevini devralabiliyor yine o zaman da istikrar sağlayamıyor. Dünyanın çekim gücü var ve maalesef ki illüzyonik veçhesi, bilincin bu ortamda oyun oynarcasına seçimler yapmasına vesile oluyor.

Reptil Beyin ve Cevher bağlantısı – 7

Reptil Beyin ve Cevher bağlantısı, (Siruzyen ve Nebulaktif cevher)

Reptil Beyin ve Cevher bağlantısı hakkında açıklama yapmak için öncelikle cevher ile ilgili kısa bilgilere yer vermekte fayda var.

Cevher

Zamandır, mekandır, formu meydana getiren partüküllerdir. Zamanı algılarımızda yaşarız biraz derinliğine inersen partüküler bir oluş olduğu gerçeği ile karşılaşabiliriz de. Zamanlaşma faktörü, bilincin zaman bantları ile muhatap olması bir nevi kontak kurması yani reaksiyonudur.

Cevher, varoluşun partiküler ham maddesidir. Bizlerin ayak bastığı bu mekansal oluş yani Dünya da bir cevherdir. Hem mekansal bir cevher hem de formdur da. Çünkü hem beden hem mekandır kendine.

Çift kutbiyetli cevheri oluş

Dünya’da muhatap olduğumuz zaman, algısaldır. Üst maveralarda daha farklı zaman algısu vardır. Görecelikten uzak, İllüzyonik yaşam boyutu olan Samanyolu Galaksisi uzayında zaman, mekan ve form/beden algısı da çift kutupludur. Zıttı ile vardır.

Bedenimizin bir kısmı negatif kutup altında iken bir kısmı da pozitif kutup altındadır. Ve işte Galaksimizde de Cevher dediğimiz bu partiküler oluş hem pozitif hem de negatif karakterde bulunabiliyor.

İnsanların dejenere olgular yaşadığı sapkın, şiddet, barbarlık, ölme, öldürme, vahşet gibi olgular manyetik alanları kirletir. O manyetik alanların çevrelediği mekanların da partiküler olarak tahribata uğradığını söyleyebiliriz. Ve Mekansal cevheri oluş, pozitif karakterde varlık sürdürürken mutasyona uğradığında karşıt karakteri yani negatif devinimsel enerjiyi devreye sokuyor.

Mekanlara ait manyetik alanlar, bilinçlerin yaşadığı olguların negatif olması halinde belirli bir yoğunlukla kirletilirler. Manyetik alanlar, önce mutasyon sonra da dejenerasyona uğrarlar. Manyetik alanın içine aldığı fiziksel mekan bölgelerinin realitik boyutu aynı zamanda o mekanın ilgili zaman ve formsal veçhesi ile de iç içedir. Uzay/zaman-mekan-form uyumlaşma prensibine göre birbirlerini kapçaklarlar.

Siruzyen / Nebulaktif Cevher

Cevheri çift kutuplu olarak ele aldığımızda şöyle sınıflayabiliriz;

  • Pozitif karakterdeki cevher, Siruzyen cevher (sirius temsili)
  • Negatif karakterdeki cevher, Nebulaktif cevher (orion temsili)

reptil kompleks

Orion Nebulası 

Samanyolu Galaksisinde bir nebula düşünün binlerce gezegen ve uydudan oluşsun ve bu oluşların tamamı şeytani bilinçlerle iştigal edilsin. Ve yine bu bilinçler Dünya’da bedenlenebilsin. Nasıl ki Sirius yönetim komitelikleri üzerinden bilinç transferasonu yapılıyorsa zıttı ile kaim olan her yasaya göre de Orion yönetim komiteliklerinden de Dünya’ya bilinç transferasyonunu yapar.

Ve her ne kadar Dünya’ya doğan- beden alan bir takım yıldız sisteminden gelen Galaktik dostlarımızın varlığından söz edebiliyorsak yine zıt transferasyon Orion nebulası’ndan da yapılıyor. Reptiller/lüsiferyan bilinçler hakkında da internet sitelerinde oldukça geniş bilgiler bulunuyor.

Samanyolu Galaksisinde negatif karakterli cevheri oluş olarak Orion Nebulasını örnek verebiliriz.

Orion nebulasındaki gezegen ve uyguları oluşturan partiküler oluş, Nebulaktif cevherdir. Bir diğer ifade ile aslında dejeneraktif cevherdir.

Orion bir grup negatif güç topluluğudur. Samanyolu galaksisinin tamamını kendi karakterine dönüştürmek ister. Şeytanlığını önce dünyada sonra galaksiye sonra evrene ve tüm Gürz sistemine yaymak ister.

Şeytani bilinçlerin amacı, evrenin merkezi Dünya’yı fethetmektir. Orion 21’leri veya Orion Fetih örgütü olarak da bilinirler. (Kurtuluş Günü filmini önerebilirim)

Orion negatfi güçleri, bilincin kullandığı biyolojik formlara ve bu formlarda kullandığı kişiliklere etki etmek ister. Bu kişilikler üzerinde ne kadar yoğunluk sağlarsa değiştirmek/mutasyona uğratmak ister.

Orion, Siruzyen bilinçleri pozitif iken bunu içten içe fethetmek, şeytanlaştırmak, kendi negatifini her zerreye derç etmek ister ve Nebulasının özündeki o negatif karakterine büründürmek ister.

Kişilik olgularının Nebulaktif cevher bağlantısı

Geçmiş dönemlerdeki enkarnasyon zincirlerinde mutasyona uğramış farkındalık düzeylerinin yani o korsan kişilik olgularının bütünselliğinin bedende yoğunlaşması ve bu yoğunluğun ardında belirli bir sabiteye ulaşması yaşadığımız olgularda önce mutasyonu sonra da dejenerasyonu başlatır.

Korsan kişilik yoğunlaşırsa o bilinç dejenere olmaya başlar. Dejenerasyon, Lusiferyan güç topluluğunun cevheri oluşu bozunuma uğratarak elde ettiği sonuçtur. Cevherin karakterini Nebula karakteri olarak değiştirerek varlığına katmasıdır.

Reptil beyin ve karşıt kişilik – Ders 8

R-kompleks

R-kompleks

Reptil beyin ve karşıt kişilik her ikisi de aslında aynı düzeydeki olguları ifade eder. Her ikisi de sürüngen, reptil bilinç olgusu demektir.

Kişilik olgularını şöyle sıralayabiliriz;

Bilinç, kendi seçimleri ile her an olgular yaşar ve bu olgular ona deneyim kazandırır. Olguları evrensel kıstaslardan uzak olduğunda hedefindeki insanlaşma tekamülsel fraksiyonu yerini karmik yaşam döngüsüne bırakır.

Karma ve düşük titreşimli seçimler daha önce barisfer katmanına kilitlenmiş olguları çağırır. Tasavvufta ‘esfeli safilun’ olarak bilinir. Axoy RA Bilgelik öğretisi bilgilerinde ‘Korsan kişilik olguları’dır.  

Korsan kişilik yoğunluğu  bedende gittikçe artarak var olmak isteyen ‘şuurlu farkındalık düzeyleridir’.

Bedende toplaşan korsan kişilik olgularının da oranı %51’e ulaşırsa artık korsan kişilik yoğunlaşımından da öte bilincin Sirius bilinç kişiliğine tam karşıt olan ‘karşıt kişilik (şeytani kişilik) olarak ifade edebileceğimiz bir olgu  ortaya çıkar.  

Bir insanın yaşadığı duygusal, düşünsel, duyumsal, hazsal olgularının düşük frekansta titreşerek Korsan Kişilik yoğunlaşmasının %51 orana ulaşması olguları korsan olgulardan dejenere olgulara yaklaştırır.

Orion Nebulasına ait negatif bilinç/Reptil potansiyeli olan karşıt kişiliğin gittikçe insani formu ele geçirmesi için hak doğmuş olmaktadır. Bu aşamada, insan beyninde ‘Reptil beyin kompleksi’ alanı da aktif kılınmaktadır. Beyin kompleksinde Reptil beyin ve karşıt kişilik birlemesi gerçekleşir. Bilinç, kendi titreşimine en uygun negatif/şeytani bilincin kendi varlığına yaklaşması için titreşimsel olgular yaşayarak onu aslında çağırır. Bundan önce %51 oranda korsan kişilik olgusu yoğunluk kazanmış olmaktadır.

Egosantrik irade boyutu

Korsan Kişilik, Egonsantrik/yersel kişilikçe ortaya çıkabilen bir kişiliktir. Egosantrik İrade boyutunun tahakkümiyeti altında bulunan akıl, dengesiz kullanıldığında çok büyük tehlikeleri de doğurabilecek bir mekanizmadır.

Karşıt Kişilik

Orion nebulasına kilitlenen 70 milyar dejeneraktif bilinçten biridir. Her birimizin karşıtı farklı farklıdır. Tanrısal Özümüzün geçmiş uzay zaman dilimlerinde devreye soktuğu görev programlarındaki makroların, yeryüzüne gelip negatif kodlarını açarak bu negatif kod açılımının %85’e varmasıyla tanrısal özünden kopup, artık bir Nebula bilinci haline dönüşmesidir. Bizlerin karşıtları arasında korsan üzerinden davet çıkarılarak gelir ve titreşimimize en yakın olan üzerinden Oriondan tesir almaya başlar.

Egodan Korsan kişiliğe, Korsna kişilikten de karşıt kişiliğe yollar açılır. Bunu bilen Lusiferyan güçler, varlığın öz irade boyut yoğunlaşımını engelleyici etkide bulunmak için efor göstererek egosantrik kişiliğine ve aklına etki etmeye çalışır. Çünkü Ego en çok akıl ile çalışır. Gönül egonun kamçısıdır. Ve onun için maneviyatta AKIL değil GÖNÜL makbuldür.

Öz irade boyutu

Öz İrade Boyutunun yoğunlaşımı, Özün özce tecelliyatına müsait pozitif hasletleri  (yetenekleri) açığa çıkarır. Bu hasletlere dayalı olarak Öz Değerlerden bilgi ve enerjinin açığa çıkmasını sağlar ve cevherini de pozitif karakterde işler.

Egosantrik kişilik ve akıl, daimi olarak kullanılırsa tehlike sinyallerini çaldırır ve korsan kişiliğe davet çıkarır. Bu kişiliğin yoğunlaşımı da belirli oranı yakaladı mı karşıt kişiliği davet eder.

İşte lusiferyan güçler bunların hepsini bildiği için öncelikle akla etki etmeye çalışmaktadır ki akıl ile yolun sonunu karşıt kişiliğe kadar ulaştırma hedefindedir.  Hem bilincin hem de cevherin karakterini kendi istediği karaktere dönüştürmek için…

Orion nebulaktif güçlerin teknolojisi, Hareketli ışıki aktiflik (kuant düzeyindeki maddi yaşam) planından hareket etmektedir ve bu kuant düzeyinin de ters devinimli olarak harekete geçirildiği bir etkileşimle kullanılabilmektedir.

İnsanın düşük frekanslı farkındalık düzeyleri ile başlayan korsan kişilik yoğunlaşmalarının Karşıt potansiyeli davet edici oranı olan %51 yakalandıktan sonra Karşıt denilen Çürük olma frekansındaki Makro bilinç potansiyeli üzerinden insana ilişebilmektedir. Akabinde ise  %51 in üstüne ceste ceste yoğunlaşmaya başlar.

Her yüzde 51 üstündeki değer örneğin;

%52 ( %51+1) olunca olarak ele alındığında bunun %1’i karşıt kişilik yoğunlaşım oranıdır.

%53 ( %51+2) olunca olarak ele alındığında bunun %2’si karşıt kişilik yoğunlaşım oranıdır.

Korsan kişilik üzerinden çıkan değerler aslında Reptil / lüsiferyan olgu değerleridir. İşte bu %1 %2 gibi artarak çoğalan insan beynindeki şeytanlık potansiyeli değeridir.

Karşıt kişilik değeri ise %51 ile %85 arasındadır.  %51 ‘in üstüne %35 daha karşıt kişilik olgusu yoğunlaşırsa o bilinç artık insanlıktan çıkmıştır. 

Yani fethedilmiş ve artık şeytanlaşmış bir bilinç haline dönüşür. Bilincin reptil beyin kompleksindeki DNA kodlarının açılım yoğunlukları artık kendisini özünden uzaklaştırmıştır. Neye ve kime hizmet ettiği ise benliği hangi karakterin tasallutu altında kaldı ise ona uygun hareket eder.

Örneğin, karşıt güç yoğunluğu gaddar ise barbarlaşır, merhamet gibi olguların DNA kayıtları dumura uğramıştır. Sapkınlık yoğunluğunda korsan kişilik artarsa ise azgın sapkın davranışlar sergiler. Toplumun kabul edemediği

Dönüşüm ise beyindedir. Beynin Reptil Beyin kompleks bölgesidir. Bu bölge yeterince uyarılmış / aktive edilmiş demektir. Yeryüzünde bir reptilin ortaya çıkışıdır da.

Reptil beyin ve bilinçaltı manipülasyonu – 9

Reptil beyin ve bilinçaltı manipülasyonu, subliminal telkinler

Reptil beyin ve bilinçaltı manipülasyonu insanların an ben an muhatap olduğu bir durumdur.  Duyumsal algılarımıza binaen etrafımızda Reptil Beyin kompleksini tetikleyici çok fazla malzeme var aslında ve bilinenler de sadece bir kısmına değiniyor.

Bilinçaltı olarak bilinen kayıt bütünlüğü bilinçte özsel FARKINDALIK olmadığında bir biriktirici haline dönüşüyor.    Ve Orion tam da bunun üzerinden köleleştirici aktifliğini devreye sokabiliyor.

Bilinçaltı manipülasyonu

İzlediğimiz bir TV programındaki duygusal bozukluğa ait bir sahne, şiddet eğilimli olabilir, işitsel ters devinimli sanat olabilir… O esnada orion dijital teknolojiyi kullanarak Tv izleyicilerine aynı ruh halini yaşatabilmektedir, izleyici o ruh halini yaşamasa bile beyni impulslamaktadır.

Televizyonsuz yaşayamayan insanlar bulunuyor!!

Çizgi film veya filmlerde yer alan subliminal mesajlarla ahlak dışı eğilimler başlatılabiliyor. Yarışma programlarında milyonları tamamen etkisiz, bilinç dışı bırakan HEYECAN SAHNELERİ VAR, O esnada beyin dumura uğramaktadır Bizi bizden unutturmakta, bizi özümüzden o an uzaklaştırmaktadır.

Ve aslında o an bilinç dışı hal, reptil vorteksin de aktif edilebildiği andır. Beynin impulslanmaya yani  ekime açık olduğu andır.

İlgili yayının yaydığı enerji ne ise aslında o an beyne giriş yapmaktadır. Ve insan bunun farkında değil.

Alışveriş merkezleri ve kalabalık ortamlar gibi, Enerji vampirlerinin bulunduğu manyetik alanları sıklıkça ziyaret etmek. Şehvet derecesinde alışverişe, giyime, kuşama özenmek…  Hayatımızı idame ettirmeye çalıştığımız birçok yaşamsal ihtiyaçlar araç olmaktan çıkmış ve artık amaç haline dönüşmüş bir aşamaya gelmektedir.

Duygusallığı ortaya çıkaran müzikler dinlemek; Örneğin zentarion frekanslı bunalımlı Arabesk. Karanlık ve siyah eğilimli, eş cinselliği savunan, ahlak dışı, klipleri cinsel teşhire dayalı şarkıcı ve şarkıları dinlemek! Anne karnındaki sesi taklit eden müziklerin beyni uyuşturup saf dışı bıraktığı bilimsel çalışmalarda yer verilmiştir. Birey, çocuk kalmak isteyerek kendi öz farkındalık ve iradesini alamamıştır.

Sistemin sunduğu hiç bir materyali kabul etmemeli. Örnekler çok fazla sıralanabilir…

Bunun içindir ki Yaşam standartlarımız çok önemlidir. Ve bu alanlar daima Orion’a açık birer penceredir.

Özün özsel tecelliyatı için alt üç şakra vasıtasıyla yaşanan olguların kalp şakrasının hakimiyeti altına girmesi gerekir ki bu etkiler varlığımızdan gitsin.

Öze uyanış yoğunluğu arttıkça beynin DNA kod açılımları Kalp şakrası üzerinden tetiklenir. Gönül / inisiyatif geliştirilir.

I am text block. Click edit button to change this text. Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Ut elit tellus, luctus nec ullamcorper mattis, pulvinar dapibus leo.